KKTC AVCILIK
FEDERASYONU

Reklam

760 x 90

DOĞA’NIN BAŞI BÜYÜK DERTTE

HER ŞEYE SALDIRIYORLAR

 

 Ercan Devlet Havalimanı’na giden yolun sol tarafında bulunan çam ve servi ağaçlarından oluşan koruluk ve ülke genelinde bunun gibi birçok alanın da tarla farelerinin baskınına uğradığı Federasyonumuz tarafından tespit edilmiş ve gerekli arastırmayı yapmak üzere Yürütme Kurulu Üyesi Vet. Hek. Selim Özhuy konuyla ilgili olarak görevlendirilmiştir. Avcılık Federasyonu olarak önceki yıllarda da bu konuya gerekli  hassasiyeti göstermiş ve gerekli çalışmalar tarafımızdan başlatılmıştı.

 

KKTC Avcılık Federasyonu Yürütme Kurulu Üyesi Vet. Hek. Selim Özhuy; “Kıbrıs’ta hızla çoğalan tarla fareleri; çiftçilere, doğal yaşama, bitki örtüsüne büyük zararlar vermektedir. Tarla faresi ile mücadele ancak onun yaşam döngüsünü bilerek ve farelerin doğal düşmanlarını korumakla mümkün olabilir. Farelere karşı doğal şavaş yeterli olmadığı zamanlarda ise kimyasal savaş şarttır!”

 

Bir Çift Fare Üç Yılda Ortalama Yirmi Milyon Fare Oluyor

Özhuy’un yaptığı araştırmaya göre; Bir çift tarla faresi 3 hafta hamilelik sürecinden sonra 6-8 yavru meydana getirir. Yavrular 2 ayda cinsel olgunluğa erişir. Yılda 6-7 kez doğuran tarla fareleri, istatistiki olarak yavruların da doğurganlıkları düşünüldüğünde, bir çift fareden yılda 500 adet fare meydana geliyor. 3 yıl yaşam ömrü olan fare, hayatının sonuna kadar kendi yavrularının da yavruladığı düşünülürse inanılması güç ama milyonlarca yavru meydana getirmiş olur. Fareler besin bulabildiği oranda ürer, ortamdaki besin bittiğinde ise açlıktan dolayı normalde yemeyecekleri, gıda niteliği taşımayan nesneleri kemirip yemeye başlarlar. Bu da tam bir çevre felaketine sebebiyet verir. Neredeyse bölgedeki bütün bitkileri ve tohumlarını yok eden  fareler, bu kez ağaç gövdelerini kemirerek tüm ağaçların kurumasına neden olurlar.

 

 

 

Herşeye Saldırıyorlar

Ülkemizin dört bir yanında sayıları süratle artan tarla fareleri, doğaya telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedirler. Geçtiğimiz II. İnce Av (Cikla avı) döneminde Dipkarpaz’da ardıç ve şinyaların yanlarında cikla avı yapan avcılar bölgede  birçok fare bulunduğunu ve hatta avcıların giydiği botları ısıracak kadar tehlikeli boyutlara ulaştıkları Avcılar tarafından da tesbit edilmişti.

 

Sebep Anızların Yakılması

Fare popülasyonundaki artışın en önemli sebebi anızların yakılmasıdır. Çiftçilerin anızları yakmalarıyla birlikte yavru yılanlar ve yılan yumurtaları da yanarak yok olmaktadır. Bu sebeple bir taraftan yılan popülasyonu azalırken ona orantılı olarak da fare popülasyonu artış göstermektedir.

 

Ayrıca Çiftçilerin anız yakımı ile farelerin doğal yaşam alanlarını, yiyeceklerini yok etmekte, aç kalan hayvanlar ise insanların yaşam alanlarına ve çiftliklere hücum etmekte, çiftliklere yerleşen fareler her türlü hastalığı taşıyıp bulaştırabilmekte, çiftliklerdeki ekipman ve hayvanların yemlerini kirletip ziyan etmektedirler.

 

Farelerin doğal düşmanlarını yok etmek çözümü değil çözümsüzlüğü beraberinde getirir. Elbette ki yırtıcı hayvanlar av hayvanlarına da zarar verebilmekte ancak bu hayvanların aşırı artmasınının esas sebebi yırtıcı hayvanların ana besin maddesi olan farelerin artmasıdır. Yapılan araştımalara göre avlaklarda düşmanlarına oranla sayıca kıyaslanamayacak kadar çok fazla sayıda bulunan fareler, av hayvanlarının yumurta ve yavrularına yırtıcı hayvanlardan çok daha fazla zararlar vermektedir. Esas düşman faredir.

 

Federasyonumuz anızların yakılmaması konusunda yıllardır mücadele vermektedir. Anız yakılması için verilen izinlerin ne kadar yanlış olduğu yaşanan bu olaylarla adeta gün ışığına çıkmıştır. Verilen izinler bir daha  gözden geçirilmelidir. Farelere karşı doğal şavaş yeterli olmadığı zamanlarda ise kimyasal savaş şarttır!

 

Çözüm Arpa  Zehir’de Değil Sabun Türü Kalıp Zehirlerde

KKTC Avcılık Federasyonu olarak yaptığımız araştırma ve tesbitler sonucunda, doğal savaşın yeterli olmadığı zamanlarda, fare popülasyonundaki normal dışı artışı dengede tutabilmek için uygulanacak en iyi yöntemin sabun türü kalıp zehirlerin kullanılmasıdır. Bu tür zehirler yere atılmadan agaç kovuklarına (oyuklarına), ağaçların ve diğer bitkilerin dallarına bilinçli bir şekilde bağlanıldığı takdirde fare dışındaki diğer canlılar zarar görmez. Vatandaşlarımızın da bu konuya hassasiyet göstererek gerekmedikçe arpa zehirleri kullanmasınlar, Sabun Türü Kalıp Zehir kullanmayı tercih etsinler.

 

Tayfunlu: “Zararlılarla Mücadele Ediyoruz”

Federasyon Başkanı Nilhan Tayfunlu, Ülkenin her yeri çöplük. Karga popülasyonunun artmasının sebebi de bu. Popülasyon her yıl mücadele edilmesine rağmen yine de artıyor. Bostanlara büyük zarar veriyorlar. yeni doğmuş kuzuların gözlerini kör ediyorlar. Yumurta doğuran keklik turaç yumurtalarını yiyorlar. Yeni doğmuş tavşan yavruları ellerinden kurtulmuyor. Zararlılarla mücadele kapsamında yapılan karga avı 3 Nisan’da başladı. 1 Mayıs Pazar hariç, 12 Haziran tarihi dahil olmak üzere sadece federasyon tarafından görevlendirilen ekiplerce toplam 10 gün karga avı yapılacak. Tarım Bakanlığı tarafından bize istediğimiz sabun zehirler temin edilmiş olsaydı zararlılarla mücadele kapsamında farelerin yoğun olduğu bölgelere de ekiplerimiz tarafından bu zehirler bilinçli bir şekilde yerleştirilecekti.Avcılık camiası bu konuda üzerine düşen ne görev varsa yapmaya herzaman hazırdır.

 

Federasyon Olarak Derdimizi Bir Türlü Anlatamadık

Tayfunlu; “KKTC Avcılık Federasyonu olarak Sabun Türü Kalıp Zehir alımı konusunda TC Lefkoşa Büyükelçiliği Yardım Heyeti’ni ziyaret etmiştik. Ziyaret sonucunda zehir alımının Hükümet kaynaklarından karşılanması gerektiği söylenmişti. Fakat bu kouyla ilgili olarak başvurduğumuz Tarım Dairesi Müdürü Ali Göksu tarafından gereken yardımı görmedik. İngiliz döneminde yalnız kapalı ambarlarda kullanılan arpa zehirlerin arazilere atılmaması, atıldığı takdirde av hayvanlarının ciddi zararlar görebileceğini de Tarım Bakanlığı’nın ilgili Daire Müdürü’ne defalarca anlatmamıza rağmen bu konuda herhangi sonuç elde edemedik. Bu bağlamda bizlere yardımcı olunması için ilgili Bakanlığı bu konuda tekrar düşünmeye davet ediyoruz. “Bu sorun sadece bizim sorunumuz değil. Ülkenin genel sorunu. Sabun sehirin haricinde fare popülasyonunu dengeleyecek başka yöntemlerin de olduğunu biliyoruz. Bunun için Hükümet tarafından kaynak ayrılması gerekiyor. Yarın ekinler olgunlaştığında hasat edecek ekin bulunamayacak yerler var.”

Bunlarıda İnceleyebilirsiniz...